ABD'deki Anayasa Mahkemesi sirki konusunda yorum yapmadım diye hiç yapmayacağımı sandıysanız, büyük yanılmışsınız. Tabii ki yapacağım ve tabii ki Trump bunu geceyarısı okuyacak.
1/ Bu sirkte rol alan kimseyi tutmuyorum. Öncelikle, nedir bu Supreme Court? (fazla mı başa sardık?)
2/ ABD siyasi sisteminin özeti "demokrasiye güvenmeden demokrasi" olmalı.
Her seviyede seçilmişler birbirlerine ve atanmışlara karşı dengeleniyor. Günlük siyasete en uzak iki öğe de Askeriye ve Supreme Court. ("Anayasa Mahkemesi" yerine SCOTUS diyeyim de uzman sansınlar).
3/ SCOTUS, Meclis ve Başkan arasındaki ilişki taş, makas, kağıt gibi: "Kutsal Metin" olan anayasayı, 9 SCOTUS rahibi yorumluyor ve kararları herkesi bağlıyor. Ama o rahipleri atayan kişi Başkan. Başkanın atamasını onaylayan Senato (üst meclis), vs vs.
4/ Kritik nokta: Başkan SCOTUS rahiplerini tek seferde atamıyor. Öyle olsa, günlük siyasetin kuklası olurlardı. Rahiplerin görev süresi ömür boyu. Ölen veya emekli olan oldukça, o dönemki başkan atama yapıyor. Ve senato onayı gerektiği için, bunlar genelde uç kişilikler olamıyor.
5/ SCOTUS, Türkiye'de olduğundan daha önemli. Birincisi TR'ye kıyasla çok daha bağımsız ve yargıçların profili yüksek. Orası bariz zaten. Ama daha ilginci, SCOTUS'un işi de çok, çünkü ABD Anayasası sürekli yoruma muhtaç. Zira hem çok kısa, hem de zırt pırt değişmiyor.
6/ Aslında anayasa değişmiyor da, sadece ek alıyor. Çoğu kısmı 230 senedir aynı. En son ek 92'deki ufak bir maddeydi, ondan önceki ekse 71'de. 50 sene oluyor neredeyse.
O yüzden Anayasa yorumunu dini terimlerle anlattım, biraz mistik bir yanı var, değişik tefsir felsefeleri var.
7/ Bu kadar arkaplan yeter, son olaylara gelelim: SCOTUS'ta bir koltuk boşaldı. Trump'ın önerdiği aday, Demokrat Parti'ye göre aşırı muhafazakardı ve Senato Cumhuriyetçilerin kontrolünde, onay garanti yani. Zira senato artık hiper-partizan, herkes partisine göre oy kullanıyor.
8/ Bu bloklaşma TR için normal: Siyasi Partiler Kanunu, her partiyi ufak birer diktatörlük olarak şekillendirmişti, her vekil başkanın ağzına bakıyor.
ABD'deyse vekiller daha bağımsız, onları hizaya getirmek için "whip" (kırbaç) görevi var. Ve son yıllarda whipler daha başarılı.
9/ Fakat asıl mücadele tek bir SCOTUS koltuğu için değil, en azından bir nesillik muhazafakar dominasyonu için. Zira bu, Trump'ın atadığı 2. yargıç oldu. Denge 5-4 muhafazakarlar lehine. Ve şansına,en yaşlı iki yargıç da liberal tandanslı. Onlar da ölünce denge iyice bozulabilir.
10/ Trump'ın atadığı ilk yargıça döneceğim, o önemli. Ama bu 2. atama artık ibreyi tamamen değiştireceği için, Demokratlar bir oyalama taktiği geliştirdiler: 35 senelik bir cinsel taciz suçlaması.
Maksat, Perşembe günkü ara seçimlere kadar görüşmeleri uzatmak. Ara seçim ne?
11/ ABD'de başkanlık 4 yıllık ama 2 senede bir meclis seçimleri var. Buna alt meclisin tamamı girer, üst meclisin de dönüşümlü olarak üçte biri.
Demokratların umudu, özellikle üst meclisi (senato) ele geçirmekti. Zira anketlere göre... arkadaşlar geç oldu, arkası yarın sabah.
12/ Güzellik uykumu aldım, devam: ...Senatoyu ele geçirme şansı %33'ti. Alt meclisi (house) kazanma şansı da %80!
Şimdi diyeceksiniz ki: "E bu tek bir seçim değil, her eyaletin kendi Senato yarışı, ve onlarca ayrı House yarışı var, nasıl tek bir % bulunuyor?"
İkisi de tüm anketleri hesaba katıyor. RCP daha nötr, 538 ise sol tandanslı ama modeli daha sofistike: anketler, finansman, geçmiş performans, hepsi dahil. Arayüzü de daha iyi.
Dönelim stratejiye...
14/ Demokratların üçlü bir stratejisi vardı:
a) Senatoyu kazanırlarsa, Trump'ın adayını (Kavanaugh) onaylamazlar. Hatta sonradan göstereceği hiçbir adayı onaylamazlar ve "kültür savaşı"nın en önemli cephesini kaybetmemiş olurlar. Bu anormal bir partizanlık olur ama artık norm bu
15/
b) Cinsel taciz iddiasına dayanamayan senatörler Kavanaugh'u reddeder, seçimlere kalmadan Trump başka bir muhafazakar aday gösterir, o aday onaylanır.
SCOTUS yine sağa kaymış olur ama Trump zayıf gözükür ve sağcıların ara seçimlere katılım şevki düşer.
16/ c) House'u kazanınca, Kavanaugh'u ve hatta Başkanı "impeach" etme (olağanüstü durumlarda görevden alma) süreci başlayabilir, FBI soruşturması genişler, vs.
Bu sürecin tamamlanması için Senatonun ezici onayı gerek -olmayacak- ama Trump'ı böyle kitlemek mümkün.
Peki ne oldu?
17/ Kavanaugh seçimlere kalmadan onaylandı. Son bir hızlandırılmış FBI soruşturması sonucu (soruşturmanın süresini de Senato belirledi, o yüzden göstermelik), tereddütteki senatörler "tatmin olduk" dediler ve o anda tüm liberal aktivistler bir parça öldü.
Şimdi, birkaç soru var:
18/ - Kavanaugh özel biri mi, niye bu ısrar?
- Kendisine karşı yapılan suçlama ne?
- #metoo bu olayın neresinde?
- Partizanlık arttı mı?
- Kurumlar nasıl etkilendi?
Biraz ara verip devam... (Buralardan konuyu alıp siyaset felsefesine bağlayacağım, 100 tweette bitirirsek iyi).
19/ Kavanaugh özellikle yetenekli biri değil. Trump açısından ısrarın nedenleri:
a) Seçim arefesi geri adım atılmaz.
b) Trump'a fazla borçlu olacak.
c) Başkanların teknik olarak suç işleyemeyeceğini savunuyor (önce görevden alınması lazım. Bunla alakalı bir SCOTUS davası var).
20/ Trump'ın bir ideolojisi yok ama ideolojik muhafazakarlar açısından Kavanaugh beklenenden de iyi bir atama, çünkü epey sağ. Özellikle Evanjelistlerin hedefi, kürtaj hakkını federal seviyede koruyan -yani eyalet kanunlarını ezen- meşhur SCOTUS kararı Roe v Wade'i kaldırmak.
21/ Biraz şu kürtaj konusuna sapayım:
ABD siyasetinde uzun zamandır dev bir yeri var. teknik olarak yasal (Roe v Wade yüzünden) ama bazı eyalet meclisleri pratik engeller yaratıyorlar. En yakın klinik 200 mil ötede, anandan izin lazım, ölü bebek fotoları gösterecekler, vs.
22/ Liberal argüman, feminist hareketle içiçe: "Benim bedenim, benim kararım"
Muhafazakar argümansa bence daha sağlam (ki ben kürtaj hakkı yanlısıyım): Kadının özgürlüğü, çocuğun yaşama hakkının üstünde değil. Cinayet yasaksa, kürtaj niye yasal? Fetüsün de insan hakları var.
23/ Argümanlar arasındaki bu teğet başlarda solu etkilemedi, çünkü feminizmin momentumu vardı.
Artık o evre bitti. O kazanımlar şu an standart, insanlar onları bir -izm'in parçası olarak görmüyorlar. Şu anda feminizm deyince akla gelenler SJW, intersectionality, vs. Destek az.
24/ Dolayısıyla "kürtaj cinayettir" sloganı -değişmemiş olmasına rağmen- artık daha makul gözüküyor.
Liberaller şu konuma pivot etmeliydiler: Döllenme anında ruh üflenmesi ve o şeyin "insan" olması, dini dogmadır. Din bazlı kanun da anayasaya aykırıdır (first amendment).
25/ Bu konuyu arkadaş arasında tartışırken, anayasayı filan umursamıyorum tabii. Bence cansız-canlı-fetüs-insan arasında kesin ayrımlar yok. Yaşamın değeri de karmaşık bir konu. Ama siyasi bir hareket oluşturmak istiyorsan, nüanslı felsefi konum alamazsın, yenilirsin.
26/ Çünkü kimse gaza gelip sana milyonlarca dolar bağışlamaz, yağmur çamur demeden yürüyüş yapmaz. Doğru ve yanlışı kesin çizgilerle sunmadan toplu hareket yaratmak imkansız ne yazık ki.
"Benim bedenim benim kararım" şu ana kadar etkiliydi, artık "anayasaya aykırı" etkili olur.
27/ Bu keskinleşme teşviki, hem demokrasilerin, hem de temelde insanın doğasında var. Bence medeniyeti tanımlayan her kurum, insanın bu tandansına karşı kurulmuş geçici birer baraj, fakir ama gururlu birer direniş.
28/ Entropi gibi:
Her şey çözülme ve basitleşme trendinde ama bazen hayat gibi karmaşık yapılar oluşuyor, birkaç milyar yıl içinde Beethoven ve Moonlight Sonata'sından zevk alan varlıklar ortaya çıkıyor, anayasalar kuruyorlar... Ama sonunda ortada tek bir proton bile kalmayacak.
29/ Bir proton yığını olan Kavanaugh'a dönelim. Suçlama neydi?
Üniversite yıllarında bir partide çok içmiş, bir kadını taciz etmiş. Fakat detaylar garip, o yüzden ilginç bir "kadının beyanı esastır" tartışması örneği.
Öncelikle kadın başarılı, dengeli, paraya pula ihtiyacı yok.
30/ Başka kadınlar da ortaya çıktı sonra. Başka başka kadınlar da Kavanaugh'u savundu.
Fakat esas suçlamada ismi geçen kimse o partiyi hatırlamıyor, Kavanaugh'u görmemiş, vs. Detaylar mühim değil, zamanımı bunla harcamadım maaşlı çalışan ABD savcısı olmadığımdan ama durum çorba.
31/ Muhafazakarlar (medya, Trump) burada başarılı bir taktikle, olayı tamamen bir #metoo referandumuna dönüştürdüler. Yani: "Bakın bu akım o kadar kontrolden çıktı ki, hiç kanıt olmadan, çelişkili detaylar içeren ve tam 35 senelik suçlamalarla, erkeklerin hayatları mahvoluyor".
32/ Bunun alıcısı çok, hele beyaz erkekler arasında. Kendilerini zaten tehdit altında görüyorlardı. Onlara sürekli "bakın şurada ne manyak tipler var (genelde social justice warrior dedikleri), sıra size gelecek" diyen ve siyasetle alakasız figürler var @jordanbpeterson gibi.
33/ Bunları "yanlış" veya "doğru" diye kategorize etmek anlamsız. Peterson gibiler yalan söylemiyorlar. Dahası, uyarılarında haklı dahi olabilirler. Ama sürekli bu anlatıyı tüketmek, kendini sadece Berkeley liberal çevrelerine hapsetmekle aynı etkiyi yaratıyor: Perspektif kaybı.
34/ Yani sorunun niceliğini, yaygınlığını hesap edemiyorsun. Tüm dünyan ondan ibaret oluyor çünkü. Internet çağında hemen her konuda bir "epidemik" algılamak, her grubun "mağdur" olması mümkün.
Şimdi bunu, Kavanaugh üzerinden, #metoo ya ve yalan beyan konusuna bağlayalım. (Ara)
35/ Bu ara esnasında....
a) objektif olamamakla ilgili güzel bir araştırma:
Varlık fonları (sovereign wealth fund) genelde bütçe fazlası olan yerlerde olur. Petrol gelirinin hepsini harcamazsın da, bir kısmıyla yatırım yaparsın.
Ama TR'de bütçe fazlası yok. Bizdeki tasarruf değil, kamu malvarlığını "piyasaya" sokmak.
Bu aslında, prensipte kötü değil. +
Evim boş boş duracağına ve eskiyecegine, onu ipotekleyip karşılığında bankadan kredi alır, onunla iş açarım, yeni zenginlik yaratırım değil mi?
Yani evin potansiyel enerjisini, kinetik enerjiye dönüştürmüş oluyorum.
"Rusların bu kadar güçlü olduğunu bilmiyorduk, 35000 tankları varmış. 34000'ini yokettik tabii. Ama tek bir fabrikada 60 bin kişi, birer hayvan gibi, sabah akşam tank yapıyordu" diyor.
Hem Barbarossa başarısızlığını açıklıyor, hem de hala kazanan tarafta olduklarını söylüyor.+
Bu da ilginç: "Bizim silahlar yaz mevsimi için iyi, Batı cephesinde ise hava çok kötüydü, işimiz uzun sürdü. Birlikleri Doğu'ya transfer etmek çok uzun sürdü, 1941'de anca saldırabildik. Halbuki 1940'ta Ruslar Romanya'yı işgal edebilirlerdi. Romanya petrolü olmasaydı bitmiştik."
ABD siyaseti hakkında bu çeyreklik raporum. Akşama CFR, CIA ve diğer üç harflilerle de paylaşacağım, ama önce siz.
1/ Gündem hızı:
Limite ulaştı. "News cycle" denen şey zaten ölüyordu, Trump fişi çekti. 72 yaşındaki birinin, gerçek anlamda ilk "Twitter Başkanı" olması ilginç.
2/ Ekonomi:
Bazı verilere göre çok iyi (büyüme, işsizlik, borsa), bazı verilere göreyse sorunlar büyüyor (bütçe açığı, gelir uçurumu, sağlık ve eğitim harcamaları)
İnsanlar ilk gruptaki verilere hep daha çok dikkat ederler ve iktidarları gereğinden fazla sorumlu tutarlar+
3/ Clinton hakettiğinden fazla kredi almıştır (Internet boom). Obama ise fazla suçlandı. (Devraldığı şey resesyon + bailoutlar + vergi indirimleriyle patlayan bütçe açığı, üstüne kendisini bloke eden bir meclis).
Trump, Clinton gibi puan topluyor. Borsanın patlamasını düşünelim:
Burak bugün @lordsinov isimli bir "milli ve yerli komplocu" ile tartışmaya girmiş. Arkadaş beni zamanında bloklamış olduğu için muhabbetin ayrıntısını görmüyorum, ilgilenmiyorum da, Burak haklıdır kesin.
Ama şu, AKP'nin komplocuları da kullanıp atabileceği ihtimali hakkında:
1) İnsanlığın genel bir bug'ı 2) Ülkenin DNA'sına işlemiş. 3) Yanlışlanamıyor. Her yanlışlanan komplo, başka bir komplonun "kanıtı" oluyor sadece. 4) O yüzden hiçbir komplocu kredi kaybetmez, aksine daha da büyük oyunu gören komploculuğa terfi eder. +
5) Batı, İsrail, ABD vs düşmanlığı, konjonktürel bir durum değil, ülkenin sabiti. Ya alenen var ya da sotede yatıyor. Bu her iktidar için kullanışlı. Dikkat dağıtmak veya hata örtmen istediğinde bir araç.
O yüzden komplocular kenara atılmaz, gerekirse zorunlu izne çıkarılırlar.
Bazen ABD'yi özlüyorum ama böyle şeyleri görünce iyi ki Avrupa'dayım diyorum.
Adam kalp krizi geçirmiş, acile kaldırıp hemen ameliyata almışlar. Her Amerikalı gibi, tam ölmeden önce, "durun durun, benim sigorta kapsamında bu değil mi?" diye sormuş, evet demişler.
Sonra fatura geliyor: Ameliyat ve 4 gün hastane masrafı tam 160 bin dolar, sigorta şirketi "ben en fazla 55 bin veririm" diyor, farkını hastaya yıkıyorlar.
Adam öğretmen, iki yıl yemeden içmeden çalışması lazım. Evi varsa onu satacak. Stresten bir kriz daha geçireceğim diyor.
Sağlık işine ABD kadar para harcayan ülke yok. Hem toplam rakam bazında, hem GSMH oranı bazında, hem de alım gücüne oran bazında. Hepsinde açık ara öndeler, fakat sistem ilk 20'de bile değil.
Ortalama Fransız, Alman bunların yarısı kadar bile masraf etmiyor ama daha sağlıklı.